CINXE.COM

@article{article_404670, title={İslam Hukukunda Kız Çocuğunun Mirastaki Payının Cinsiyet İle Temellendirilmesine Analitik Bir Bakış}, journal={Cumhuriyet İlahiyat Dergisi}, volume={22}, pages={347–376}, year={2018}, DOI={10.18505/cuid.404670}, author={Yılmaz, İbrahim}, keywords={İslam Hukuku,Miras Payı,Kız Çocuğu,Cinsiyet,Temellendirme,Klasik Tefsir Kitapları,Analitik Bakış}, abstract={<div style="text-align:justify;"> <p class="MsoNormal" style="margin:0cm 0cm .0001pt;">İslam miras hukukunun temel karakteristiği, mirasın taksiminde prensip olarak erkek ve kız çocukları arasında ikiye-bir oranının benimsenmiş olmasıdır. İslam miras hukukunda erkek çocuğun payının kız çocuğun payının iki misli olmasının temel gerekçesi ise; yaratılış ve cinsiyete dayalı İslam’da kadına verilen “değer”  ile ilgili olmayıp, aksine İslam’ın öngörmüş olduğu aile ve toplum yapısında, erkeğin ve kadının üstlenmiş olduğu rol ve mali yükümlülüklerle, yani “sosyo-ekonomik yapı/olgu” ile ilgili gerçekliklerdir. Nitekim bu gerekçelerden hareketle İslam hukukunda mirasın taksiminde, ihtiyaç ilkesi esas alınmış ve eşler arasındaki nimet-külfet dengesine uygun âdilâne bir düzenleme yapılmıştır. Klasik bazı tefsir kitaplarında ise kadın ve erkeğin hak ve sorumluluklarından bahseden; “…erkeklerin kadınlar üzerinde bir derece fazla (hakkı) vardır” (el-Bakara 2/228) âyetinde geçen “derece” ve erkek ve kız çocukların mirastaki paylarından bahseden “…erkeğin mirastaki payı, iki kadının payı kadardır (erkek çocuğun mirastaki payı, kız çocuğunun payının iki mislidir)” (en-Nisa 4/11) âyetinde geçen “li’z-zekeri mislü hazzı’l-ünseyeyn” kavramları; bu âyetlerin sevk ediliş amacı ve sosyo-ekonomik bağlamları (sosyal olgu) göz ardı edilerek kadının/kız çocuğunun cinsiyeti ile ilişkilendirilmiştir. Bunun sonucunda ise İslam hukukunda erkek çocuğunun mirastaki payının kız çocuğunun payının iki misli olması, ontolojik (varoluşsal/yaratılış) olarak “erkeğin kadından daha üstün olduğu” şeklindeki bir gerekçe ile temellendirilmek istenmiştir. Bu çalışmada, günümüzde kız çocuğunu mirastan mahrum etmenin sosyo-ekonomik ve tarihi-kültürel arka planına da ışık tutan “derece” ve “li’z-zekeri mislü hazzı’l-ünseyeyn” kavramları ekseninde bazı klasik tefsirlerde yapılan yorumların analitik bir değerlendirilmesi yapılacaktır.Özet: Kişinin cinsiyetini belirleme imkânı olmadığı gibi böyle bir imkân sahip olması da aklen mümkün değildir. -Günümüzde tıbben müdahale imkânı olmakla birlikte- cinsiyet, irademiz dışında Yüce Yaratıcının takdiri ile belirlenmektedir. Nitekim Kur’ân’da, “Göklerin ve yerin mülkü (hükümranlığı) Allah’ındır. O, dilediğini yaratır. Dilediğine kız çocukları, dilediğine erkek çocukları verir.” (eş-Şûrâ 42/49) denilmektedir.  </p> <p> </p> <p class="MsoNormal" style="margin:0cm 0cm .0001pt;">İnsanın biyolojik cinsiyetinin yanında bir de toplumsal cinsiyeti vardır. Nitekim “cinsiyet” terimi, biyolojik olarak kadın veya erkek olmayı ifade ederken, “toplumsal cinsiyet” terimi, kadın veya erkeğin toplumsal ve kültürel kimliğini veya tarihi süreç içerisinde oluşan toplumsal rollerini ifade etmektedir. Buna göre (normal şartlarda önceden) biyolojik cinsiyeti belirlemek mümkün olmamakla birlikte, toplumsal cinsiyeti belirlemek bireylerin ve toplumların kültürel iradesi ile şekillenmektedir. Nitekim toplumsal cinsiyet, toplumların din, örf-adet ve kültürlerine göre şekillenmekte ve zamana, kültüre, aile yapısına göre farklılıklar arz etmektedir. Bu bağlamda İslam öncesi Arap toplumunda da kız çocuğunun veya kadının toplumsal cinsiyeti cahiliye örf-âdetine ve kültürüne göre şekillenmiştir. Nitekim cahiliye döneminde kız çocuğunun/kadının, toplumsal cinsiyet açısından ezildiği, miras başta olmak üzere birçok sosyal ve ekonomik haktan mahrum edildiği bilinen bir gerçektir.  </p> <p> </p> <p class="MsoNormal" style="margin:0cm 0cm .0001pt;">Kur’ân, cahiliye döneminde ikinci sınıf insan muamelesi gören, kendisinden utanılan ve diri diri toprağa gömülen kız çocuğunu bir insan olarak erkekle aynı mertebeye getirmiştir. Bu bağlamda o günün toplumsal yapısı ve sosyal şartları doğrultusunda her alanda olduğu gibi miras hukuku alanında da Kur’ân ve sünnette bir takım düzenlemeler yapılmış, mirasın taksim ve intikali dînî ve hukûkî bir takım kurallara bağlanarak kız ve erkek çocukların mirastan alacakları paylar nasslarla (ayet ve hadislerle) tespit edilmiştir.  </p> <p> </p> <p class="MsoNormal" style="margin:0cm 0cm .0001pt;">Bununla birlikte İslam miras hukukunda, İslam’ın kabul etmiş olduğu aile ve toplum yapısının bir gereği olarak miras taksiminde prensip olarak erkek ve kız çocukları arasında “ikiye-bir” oranı benimsenmiştir. Nitekim bu hususta Kur’ân’da; “Allah size çocuklarınız hakkında erkeğe, kadının payının iki misli (mirastan pay) vermenizi tavsiye eder (emreder)” (en-Nisa 4/11) denilmektedir.  </p> <p> </p> <p class="MsoNormal" style="margin:0cm 0cm .0001pt;"> İslam hukukunun, erkek ve kız çocukları arasınd}, number={1}, publisher={Sivas Cumhuriyet Üniversitesi} }